20 Kasım 2008 Perşembe

Avusturya - Türkiye


Milli maçları izlemekten keyif alamıyorum... Avrupa Kupası'ndaki tüm fantastik olaylara rağmen bi' türlü ''hadi be oğlum, saldır Milli Takım'' zihniyetine bürünemiyorum... Karşıtlık duygusu olmadığı için herhalde... Herkes aynı takımı destekliyor, herkes aynı formayı giyiyor... Etrafta ne kazandığımızda dalga geçebileceğim kimse var ne de kaybettiğimizde beni kızdıracak kimse...

Avrupa kupası farklıydı tabi; o maçlarda çok formalar - t-shirtler yırtlıldı, sesler kısıldı, keyiften ve kederden çok alkoller alındı...

Dün akşam yine aynı duygularla başladım maçı izlmeye... Sıkıldım, kanallar arasında gezindim hatta boks maçı bile izledim... Avusturya oynadı bizimkiler baktı bana da daral geldi doğal olarak...

Sonra ne oldu bilmiyorum; golü yedikten sonra bizimkilere sihirli değnek mi değdi artık ne olduysa çıldırdılar resmen... Uzun zamandır bu kadar süratli bi' maç izlemedim... Sanki ''sen misin Milli Takımı izlemeyen terbiyesiz??'' diyordu Tuncay, Aurelio, Kazım ve diğerleri...

Hatta maçı anlatan spiker bile o kadar çılgınca anlatıyordu ki maçı bi' an ''ya hacı Dünya Kupası çeyrek final maçıydı di mi bu??'' dedim kendi kendime...

Süper bi' maçtı, çok eğlendim, atılan 6 golde de ''aboovv, aheeyyy, vaaaşşş'' gibi ilginç efektlerle yaşadığım keyfi sevenlerimle paylaştım... 2-4 kazandık ve ben de yeniden Milli Takımı tutmaya başladım... Ama hala etrafta kızdırılacak Avusturyalı'lar, İspanyollar, Fildişi Sahilliler yok....


sıpeyşıl tenks tu : Ömer Üründül.... Futbol zevkimize yorumlarıyla renk(gri) kattığı için bu ödülü kendisine takdim ediyorum... Yaşam boyu başarı ödülü ''En İyi Ömür Törpüsü'' dalında Ömer Bey'e gidiyor...

Hiç yorum yok: